Samimiyetin İki Yüzü: Kuru Otlar Üstüne

Nuri Bilge Ceylan’ın ilk olarak Cannes Film Festivalinde gösterilen ve Merve Dizdar’a En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandıran son filmi Kuru Otlar Üstüne nihayet vizyona girdi.

Diğer işleri gibi Kuru Otlar Üstüne’de duyurulduğu andan itibaren merakla bekleniyordu. Kendini, kamera, estetik, hikaye, diyalog ve karakter yaratma bakımından yedi düvele ispat etmiş bir yönetmen olan Nuri Bilge Ceylan, son filmiyle yukarıda saydığım birçok şeyi kusursuz bir şekilde sinemaya uyarlamış ve ortaya seyir zevki yüksek nefis bir sanat eseri çıkmış.

Son dönem filmlerinden alışık olduğumuz gibi yine bir taşra hikayesi anlatmayı tercih ediyor yönetmenimiz. Benzer bir coğrafi tema üzerinden gitse de yarattığı diğer dünyalardan farklı bir biçim ve akış hali söz konusu Kuru Otlar Üstüne’de. Hikaye, senaryo ve atmosfer açısından daha karanlık, daha tekinsiz daha cesur ve daha taraflı bir film. Nuri Bilge Ceylan bu filmiyle kendi çizgisinden büyük ölçüde sapmış, kendisi ve sinemasıyla ilgili bazı şeyleri aşmış. Bu zamana kadar yarattığı en karanlık karakter olan Samet ve şimdiye kadarki tek görevi erkek karaktere hikaye anlamında destek sağlamak, yol açmak ve hikayelerin kırılma noktasına kıyıdan köşeden dahil olmak olan kadın karakterlerin aksine, kırılma noktasının bizzat kendisi olan Nuray karakteriyle bile değişimi ve gelişimi görebilmek mümkün.

Türkiye’nin ücra bir bölgesinde, taşradan bozma bir kasabada, zorunlu öğretmenlik görevini yapmakta olan Samet, halinden son derece hoşnutsuz bir şekilde tayin olmayı beklerken taciz suçlaması ile karşı karşıya kalır. Bu suçlama ona hem kendini hem de içinde bulunduğu toplumu sorgulatmaya başlar. Hikayenin geneli Samet üzerinden aksa da Kenan ve Nuray karakterleri de filmin yapı taşları olarak hikayede büyük önem arz ediyorlar. Bu üç karakter hem birbirleriyle hem de kendileriyle büyük çatışmalar yaşıyorlar. Bu çatışmalar seyirciye, bireysel ve sosyal birçok durumu sorgulatırken, karakterlerin son derece gerçek çözülme anlarına tanıklık ettiriyor.

Diğer filmlerine kıyasla son derece politik olan Kuru Otlar Üstüne, Nuray karakteri üzerinden bu politik dinamiği canlı tutarak diğer karakteri de kısmen politize ediyor ve bunun üzerinden kişisel ve çoğulcu bir yönden karakterlerin nabzını ölçerek kendince bir sistem eleştirisi yapmaya çalışıyor.

Filmi hikaye yapısı olarak iki bölüme ayırabiliriz. İlk bölüm daha olay odaklı daha sınırlı bir yapıdayken, ikinci bölüm daha durum odaklı ve daha dingin bir yapıda. Bu yönüyle Nuri Bilge Ceylan sinemasının ilk dönemiyle son döneminin bir sentezi diyebiliriz Kuru Otlar Üstüne için. En az Nuri Bilge Ceylan kadar başarılı Deniz Celiloğlu ve Merve Dizdar’ın performanslarını da es geçmemek lazım.

Genel olarak bakıldığında Kuru Otlar Üstüne, Nuri Bilge Ceylan filmografisine kıyasla orta segment, Türkiye sineması genelinde bakıldığında üst seviye bir iş.

Paylaş

İlgili Yazılar